12 Ocak 2010 Salı

MODERN ZAMANLAR

Daha sabah yataktan kalkarken başlıyor telaşem.Zamanı kalitesiz kullanmak mı denir buna yada programsızlık mı bilemiyorum,ya birşeylere geç kalıyorum yada olmadık şeyler için bir sürü zaman harcıyorum.

Saatler sürüyor toplantılar,görüşmeler.Ajandadaki yazılarımı okumakta zorluk çekiyorum sonrasında.Notlar almışım gayet düzgün ama bir zaman sonra belli ki kopmuşum ortamdan.Bugün bir arkadaşım 1 saatlik toplantı için İstanbul'a çağrıldığım oluyor dedi beterin beteri varmış diye geçti içimden.


Üniversite yıllarında sanayi devrimi bir çok dersin adeta miladıydı.Sanayileşme sonrasında dev üretim ve tüketim mekanizmaları içinde bireyin ezilişini,insanların ancak üretim,randıman ve karlılık gibi kavramlarla ölçümlenmesi,yaşamın doğallığından kopup aşırı bir makinalaşmaya doğru gitmesini öyle evirip çevirip işlemiştik ki sonrasında bu konuyla ilgili tek bir satır bile okumak istemedim.


Bugün iki ayağım bir pabuç, toplantıya yetişmeye çalışırken aklıma Charlie Chaplin'in en sevdiğim filmlerinden olan Asri Zamanlar (Modern Zamanlar ) geliverdi birden.Sessiz sinemanın en güzel örneklerinden olan film ne güzel özetlemektedir herşeyi ;



Film Chaplin'i önce bir fabrikada işçi olarak gösterir.Patronun olup biteni dev bir ekran aracılığı ile gözlediği kişiliksiz ve boğucu fabrikada Şarlo,önünden geçen giden şeritteki bulunanları sıkıştırmakla yükümlüdür.Sonra bu yenilediği hareket bütün vücuduna tik olarak yerleşir.




Bir sürü komik maceradan,yanlış anlamalardan,otomatik yemek yeme makinasını(Ne gerek varsa böyle bir makinaya :) bozup başka bir makinanın çarklarına sıkışmasının ardından küçük adam, kendisi gibi bir genç kıza aşık olup onun yardımıyla bir cafede iş bularak düzenden ve toplumdan kaçarak sevgilisiyle birlikte ufuklara doğru yol alacaktır.


Makineleşme,ezilen bireyler,büyük bunalım ve onun getirdiği yoksulluk,işsizlik,açlık gibi toplumsal ve evrensel olguları çok komik bir şekilde ele alan filmdeki konular size de tanıdık gelmiyor mu ?İşte klasik dediğimiz şey de bu değil mi tüm zamanlara özgü olmak.
Neyse şimdilik bu kadar. Daha bitireceğim raporlar var.(Tabii eğer laptopumun tuşları arasına sıkışıp kalmazsam :)

Hiç yorum yok: