13 Kasım 2010 Cumartesi

Bu aralar ben...

Bir süre buralarda olamayacağım.
Epey telaşem var.
Kısacası;
Evleniyorum :)
Uygun zamanda yine bir şeyler yazmaya gayret edicem.
Kalın sağlıcakla..

8 Kasım 2010 Pazartesi

Gülümsemeyi bilmeyen dükkan açmasın

Bazen öyle insanlar öyle bir ticaret yapıyorlar ki gerçekten pes diyorum.Antalya'da ilk defa alışveriş yaptığım bir pet shop'un ticaret anlayışı,müşteri ile iletişimi o kadar şaşırtıcı derecede çirkinki gerçekten diyecek bir söz bulamadım.Doğru dürüst iletişim kuramayan,lafının derecesini bilmeyen sadece para para para diyen bu insanlar bir de ticaret yapıyorlar.Ne diyeyim Allah bildiği gibi yapsın,gülümsemeyi bilmeyen dükkan hele pet shop hiç açmasın.

7 Kasım 2010 Pazar

AMAT YA DA MAT

İhsan Oktay Anar'ın okuduğum son kitabı Amat'ı dün itibarıyla bitirdim.Bir Osmanlı gemisinde geçen hikaye ve hikayenin kahramanları ile kitapta adı geçen çeşitli Osmanlı zatlarının isimleri de oldukça ilginçti.Bu isimleri size sıraladığımda ne demek istediğimi anlıyacaksınız.
" Kuşçubaşı Halifesi Kuyruklu Rıza Çelebi,Ölügözlü Cuma bey,Zından katibi Çapraz Recep Dede Hazretleri,Masraf Katibi Kuzguni Halim Efendi,Vakanüvıs Şaşı İkram efendi,Buhur Mütevellesi Kılbaz Yakup Dede Hazretleri,Yedekçibaşı Maymuni İlyas Baba Hazretleri,Selam Ağası Kekez İsmail Efendi,Müjdecibaşı Kedigöz Abidin Dede Hazretleri,Diyoval Paşa,Eşek İsrafil..."
Osmanlı denizciliğine ait terimlerin çok sık kullanıldığı romandan ara ara sıkılsamda,hikayenin tuhaflığı,gemideki bir çok kişi adının peygamberler tarihi ile ilgili ilintisi ve bu kişilerin karanlık yanları ,heyecanla devam etmemi sağladı.İhsan Oktay Anar'ın o kendine özgü dili ile bütünleşen romanı meraklılarına tavsiye ediyorum.
Amat'ın tuhaf rotasından çıkıp yönümü "Puslu Kıtalar Atlası"na doğru çevirdim.Heyecanla yaşanacakları bekliyorum.Saat geç olduğu için herkese iyi geceler diliyorum...
Not.Başlıkta belirttiğim Amat ve Mat'ın anlamını romanın sonlarına doğru anlıyorsunuz.Merak edin istedim :)

5 Kasım 2010 Cuma

Başrollerinde kadınların olduğu bir western ;Johnny Guitar

Pazar sabahlarının western kuşaklarını halen severek izliyorum.Bu nedenle bu hafta film tanıtımında western sinemasının önemli örneklerinden olan ve feminist yapısıyla öne çıkan bir filme Johnny Guitar'a yer vermek istedim.
Johnny Guitar,westernin alışılmış söylemini alt üst edip,türün diğer filmlerine benzer olmasına karşın yepyeni bir tarz sunan önemli bir başyapıttır.Çünkü bu filmin kahramanları erkekler değil kadınlardır.İkisi de alabildiğine hırslı ve tutkulu , ikisi de erkekler dünyasında var olma mücadelesi veren ata binen,silah çeken iki kadın Vienna ve Emma..
Yaşamının büyük bir bölümünü kadınlığını kullanarak geçirmiş,sayısız erkek tanımış aralarında bir tek Johnny'i sevmiş olan Vienna,hem onun aşkını yeniden kazanmak hem de zengin olup saygınlık kazanmak için demiryolunun geçeceğini öğrendiği yörede arazi alarak saloon açmıştır.Kasabanın tek bankasının sahibi olan Emma ise Vienna'nın eski aşklarından olan Dancing Kid'e tutkusundan dolayı,Vienna ile ölümcül bir çekişme içindedir.
Seyirci,daha ilk başta gitar soyadını taşıyan,ama silah taşımayan Johnny'nin ünlü bir silahşör olduğunu anlar.Johnny'nin gelişini "Şimdi işim var"diyerek soğuk biçimde karşılayan Vienna'nın onunla bir aşk yaşadığı sezilir.("Beş yıldır hiç değişmemişsin Johnny...)
Filmin arka planında ise tarihsel koşullar vardır.Vahşi batı,kabadayılık,soygun,yasadışı işler.Asıl çekişme birden değer kazanan toprakların paylaşılmasıdır.Ön planda ise klasik kişilikler,temalar,ve duygusallık izlenir.Filmin yan karakterlerinde "Hasta ve şiir okuyan Corey,çocukluğunu yaşayamadan büyüyen ufaklık,yalnız kendini seven Burt,patroniçesine ölüm derecesine bağlı hizmetkar Tom 'da bile belirgin bir farklılık ve duygusallık vardır.Bir de "Yaşadım,biliyorum" diyen Johnny Guitar'da..

İki erkek arasındaki kadın,yeniden alevlenen bir aşk..Bunlar belki klasik temaladır ama bir western için yabancı motiflerdir.Vienna'yı canlandıran Joan Crawford gerek giysileri ve davranışları gerekse yürekliliğiyle bir erkek ama çevresindeki kimi erkeklere bakışları,duygusallığı,kimi anlardaki teslimiyetçiliği ile tam bir kadındır.Crawford,bu alışılmadık kadın westernini aslında ayakları pek yere basmayan kahramanı Vienna'ya gerçeklik ötesi masalımsı bir varlık kazandırmayı başarır.

Johhny Guitar hem bizlerin hem de sinemanın unuttuğu romantizmi arka planda vahşi batı olmasına karşın benzersizce seyirciye sunar.Filmin unutulmayan müziği ise bizi o duygusallığın içine kolayca götürür..

Play the guitar,play it again,my Johnny...

Durum fena

Tüm işler üst üste geldi.
Gitme vaktide yaklaştı.
Bir düşüncedir aldı beni.
Bunların üzerine
grip de oldum.
Kısaca
Ne siz sorun
Ne de ben söyleyeyim.

2 Kasım 2010 Salı

Antalya Pazarlarından Bildiriyorum

Bu yıl 29 Ekim'le birlikte üç günlük tatil yaparak hafta sonunu geçirdim.Resmi tatillerde hatta bayramlarda bile çalışmaya alışmış biri olarak nasıl sudan çıkmış balığa döndüm ne yapacağımı nasıl şaşırdım bir bilseniz, halimi görmenizi gerçekten çok isterdim.

Cumartesi günü epeydir gitmediğim semt pazarına uğramak istedi canım.Aslında amacım zeytin alıp kurmaktı.Ama ben ve babam pazara bir girdik mi kendimizi kaybettiğimizden ötürü iki saat kadar dolaştık.Şimdi Buyrun Cumartesi Pazarına ;

Mandalinalar leziz fiyatları ise uygundu

Elmalar Isparta'dan gelmiş.
Yedikçe mis kokusunu duyumsayabiliyorsunuz
İşte Zeytinlerim...
Zeytin seçmek de bir incelik istiyor.
Çekirdeğinden kolayca ayrılanlar tercihim oldu.
Ve işte kolaylık..
Zeytinleri aldıktan sonra bıçak yardımıyla tek tek çizmeniz gerekiyor.
Ancak bu makina büyük bir kolaylık sağlamış.
Beş dakika da bütün zeytinler çizildi.
Bahçe maydonozu tazecik...
Havuç ve Turplar ye beni ye beni diyor.
Vee kahvaltılık domatesler..
Kiloları 2,5 ila 3 lira arasında değişiyor.
Antalya'nın meşhur mor üzümü
İşte portakalınız çok olursa böyle ipe dizip asarsınız :)
Pazaramızda cadılar bayramı da unutulmamıştı
Kabağı bu şekilde oyan Salih'i buradan tekrar tebrik ediyorum.
Alıçların şimdi tam mevsimi
Güzel Türkçe'mizin yazılışlarına hayranım :)
Ve mutlu son.
Sıcak simit ve çay keyfi.
Pazar yorgunluğunu atmada birebir.
Taze meyveler ve sebzeler size de mutluluk veriyor mu ?
Bana veriyor da ;)