29 Ağustos 2011 Pazartesi

Hoşgeldin Çınar'ım...

Bebeğimiz beklenmedik bir şekilde sabırsız davranarak bayramı bizimle geçirmek istedi..Ve Çınar'ımız Ağustos bebeği olarak dünyaya geldi..Düşünüyorumda daha geçtiğimiz yıl ne bir eş ne de anneydim..Bu yıl sevgilimin eşi ve mis kokulu bir bebeğin annesi oldum.Şimdilerde evimizde ananne ve dedenin telaşeleri,eşimle ikimizin şaşkınlığı ve bebeğimizin acıktığının sinyalini veren sesi var.Hayatım minik bebeğime endeksli.Yüzünü gördüğüm anda hayatın en büyük mucizesini yaşadığımı anladığım ve bu duygunun hiç bitmeyecek etkilerini ruhumda bir ömür boyu taşıyacağıma inandığım bir bebeğin,Çınar'ın annesiyim artık..Darısı tüm isteyenlerin ve bebek bekleyenlerin başına..Bayramınız kutlu olsun :)

11 Ağustos 2011 Perşembe

Nihayet annem geldi...

Nasıl da aradım annemi hamileliğim boyunca..İşten yorgun argın eve gelip hafifte olsa mide bulantıları eşliğinde yemek yapmaya çalışırken,evin bir türlü bitmeyen işlerini toparlamaya çalışıp akşamları yorgunluktan erkenden uyuya kalırken,annemin o çok sevdiğim yemeklerini özleyip annemin yakınlarda hatta yanıbaşımda oturmasını içimden dilerken..Aramızda mesafeler Akdeniz'le Karadeniz kadar..Belki çok uzak sayılmaz ama her istediğinizde görüşememek ve anneme çok ihtiyaç duyduğum bu dönemde ondan uzak kalmak çoğu zaman içimi burktu..Ama şimdi bu hasretlik bitti ve annemle babam eşimin de ısrarıyla (Onlara kalsa doğuma bir hafta kala geleceklerdi çünkü) ayarladıkları ilk uçakla geldiler..

Yaklaşık 1 haftadır birlikteyiz..Annemin bebişe aldıklarını,yaptıklarını ayrı bir yazı da anlatmak isterim..İnanın bu aya kadar sadece 6 kilo alan ben annem geldikten sonra şu kısacık zaman zarfında iki kilo daha aldım..Karnım epeyce ortaya çıktı :) Ne kadar kendim yapmaya çalışsam da gücümün yetemediği kıyımı köşemi bir güzel toparladı,herşeyi yıkadı,havalandırdı,ütüledi,derledi,topladı.Canımın çektiği tüm yemekleri sırasıyla yaptı..Babamla yaptığımız yürüyüşlerin ve yüzme seanslarımızın sonunda ise kendimizi ya pizzacı da buluyoruz yada dondurmacı da.Kısacası 8 aylık hamile biri gibi değil de annem ve babamın küçük kızları gibi olmak bana pek iyi geldi.

Şimdilerde küçük beyimiz gelene kadar bu güzel anların tadını çıkarıyorum.Bebeğimiz dünyaya geldikten sonra ise tüm fedekarlıkları yapma sırası anne ve baba olarak bizlere düşecek biliyorum ve heyecanla bekliyorum..

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Dut Pekmezi tadında hafta sonu keyfi

Aslında bu yaz için eşimle birlikte farklı planlarımız vardı.Mekadonya'ya kadar gidip hem akrabalarımı ziyaret edecek hem de oralara kadar gitmişken Dubrovnik'e de uğrayacaktık.Ancak bebeğimizin gelişini öğrendikten sonra bu planımızı bir başka bahara ertelemek ve yakın çevremizdeki yerlerde hafta sonumuzu değerlendirmeye en azından benim deniz özlemimi böylelikle gidermeye karar verdik.

Kayınpederimin şehir merkezine yaklaşık 40 km mesafedeki köyünde ,baba toprağında yaptırdığı yazlık olarak kullanılan köy evi, benim nefes almamı ve sadece hafta sonları gittiğimiz halde sanki günlerdir tatil yapıyormuş gibi hissetmemizi sağlayan harika bir kaçış noktası oldu.Karadeniz'in en güzel sahiline bakan bu güzel yer Akdeniz'i aratmayacak güzellikte..
İşte size köyden bir gün batımı manzarası..
Peki bu bembeyaz sahile ve harika denize  ne dersiniz?Adı üstünde beyaz kum plajı
Yıllardır,Antalya'da kalabalık kumsallarda denize girmeye alışkın biri olarak  oraya nazaran daha küçük tesislerin bulunduğu ve genellikle sakin olan bu bembeyaz kumsalda oldukça rahat hareket ediyor kıyıda dalgalarla oyun oynuyor,midye kabuğu topluyor,kocaman göbeğime aldırmadan istediğim gibi hoplayıp zıplıyorum :)
Gündüzleri deniz kenarında vakit geçirdikten ve yemek faslını atlattıktan sonra köyde kapı önü muhabbetleri başlıyor.Çaylar demlenip,karpuzlar kesiliyor geç vakte kadar yapılan sohbetlerin ardından ağustos böceklerinin sesleri eşliğinde tatlı bir yorgunlukla uykuya dalıyoruz.Ağırlıklı yazlıkçıların olduğu köyde yaşayanlar ise gelirlerini tarımdan elde ediyor.
Bu yıl dut mevsiminin oldukça verimli olduğunu söyleyen köydeki bayanlar ise dut pekmezi kaynatarak dutların ziyan olmasını önlemişler.Resimde gördüğünüz gibi kara ve beyaz dutun bir arada olduğu bu ağaçlardaki dutlar silkelenerek ayıklanıyor,temizleniyor ve sadece su ile birlikte odun ateşinde istenilen kıvama gelinceye kadar kaynatılıyor.Bu yıl oldukça verimli geçen dut mevsimi nedeniyle köydeki bayanların benden bir ricası oldu.Bu şekilde doğal yolla yapılan dut pekmezlerini bir şekilde alıcısı ile buluşturmak kısacası küçük bir kar ile satmak istiyorlar.Eğer böyle bir talebiniz olursa bu konuda bana mail atabilir yada yorum bırakabilirsiniz.Böylelikle hem gelirini sadece topraktan sağlayan ailelere bir gelir sağlayabilir hem de doğal ve güzel dut pekmezlerinin sahibi olabilirsiniz.Elçiye zeval olmazmış :)

Benim paylaşacaklarım şimdilik bu kadar..Herkese sağlıklı ve güzel günler dilerim..