6 Nisan 2010 Salı

LİKYA YOLLARINDA

Ara verdim,yazılarıma.Düşüncelerim biraz dağınık.Toplamak zamanımı alıyor.Aklımda yapmak istediğim onca fikir birbiri peşisıra koşar dururken bahar tembelliğine sığınıp olduğum yerden dünyaya bakıyorum.Ama çok da oturduğum söylenemez.Yine bir şeyler yapmaya,dolaşmaya ve notlar almaya çalışıyorum.
Portakal çiçekleri kokusunun Antalya'yı sardığı bugünlerde aşkımla yaptığımız Likya gezisinden bahsetmek istiyorum biraz.Kemer'de başlayıp Olimpos'ta devam eden ve Arykanda'da son bulan küçük gezi notlarımdan yani. Gezimizin ilk durağı Kemer Kuzdere ve Gedelme yaylası oldu.Bizans'ın en uç kalesinden,yörük köyüne,yüzyıllık çınarlardan yeni keşfedilen mağarasına kadar bölgenin her yerini dolaştık.Yol boyunca jeep safari yapan turistlerle ve keçi sürüleriyle karşılaşmak da çok hoş oldu.



Gedelme yaylasından inip,Tekirova üzerinden Olimpos'a gidilir de orda kalınmaz mı.Ormanda kahvaltı,şömine karşısında şarap ile sohbet,kediler ve kitaplar bize o kadar iyi geldi ki..
Ertesi gün arkadaşımız Bülent'in bize verdiği harita üzerinden Likya rotamıza devam ettik.Finike Turunçova üzerinde "Limyra"Antik şehrine ulaştık.Nerdeyse bir dağ kaya mezarları ile doluydu.Böyle bir güzelliğe bu kadar yakınken daha yeni keşfetmiş olmak.Kendime çok kızdım.
Ardından büyük bir heyecanla beklediğim Arykanda'ya tırmandık.Tırmandık diyorum çünkü "Yüksek kayalığın yanındaki yer" olarak da anılan bu antik şehir kocaman bir dağın yamacında kurulmuş.Ve gözünüz alabildiği her yerden tarih fışkırıyor.
Çok fazla bir şey söylemek istemiyor ve sizi çektiğim fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum.

Hiç yorum yok: