3 Şubat 2010 Çarşamba

Evde olmak güzeldir



Soğuk kış günlerinde hepimiz evde olmak,evin sıcaklığını ve rahatlığını doyasıya yaşamak isteriz değil mi.Belki de ben öyle hissettiğim için herkes bu şekilde düşünüyor sanıyorumdur :)
Geçen gün paşabahçe mağazasını dolaşırken yeni temalı ürünlerde yazan "Evde olmak güzeldir" sloganı öyle çok hoşuma gitti ki bu sevimli kupadan alıp doğruca eve gitmek isteğine karşı koyamadım.

Malum gecelerde uzun.Televizyon bir yere kadar seyrediliyor.Kitaplarıma sarıldım bende.Birbirinden güzel üç kitabı bir nefeste okudum.Okuduğum kitaplar içinde en hoşuma gideni Erdal Demirkıran'ın "Sadece aptallar sekiz saat uyur " kitabı oldu.Kendimi bildim bileli 7 ila 8 saat arasında uyuyan ben, bu kitap sayesinde yavaş yavaş uykumu azaltmaya başladım.Kitapta yer alan uyku sindirme programına şimdilik harfiyen uyuyorum.Böylelikle yapmak istediklerim için artık vaktim yok şeklinde bir mazeretim olmayacak:)


Eh tabii hep evde de olmuyor.Güzel bir fırsat yakalayınca değerlendirmek lazım.Samsun Sanat Tiyatrolarının sahneye koyduğu Turgut Özarkman'ın "Diriliş" eseri bu yıl seyrettiğim ilk tiyatro eseri oldu.Bu konuda Color's of Angel'ım kadar aktif olmasamda Antalya'da sadece iki gün sergilenen bu oyunu kaçırmadan seyredebildiğim için çok mutlu oldum.


Dışarda hava soğuk.Penguen pertevler yaptım bir sürü.
Dağlarımız karlı.Bize gelen ne yazık ki sadece o karın soğuğu.
Şimdi sıcacık bir şeyler içip şöyle güzel bir müzik dinlemenin tam zamanı.
Biraz eskilerden,Oz büyücüsü filminden,evini arayan Dorothy'nin şarkısı
"Somewhere Over The Rainbow "



Hiç yorum yok: