21 Ocak 2008 Pazartesi

Ne Kitapsız ne kedisiz...

Bilge Karasu'ya
Ne Kitapsız ne kedisiz...


Karşımda öylece duruyor.Gözleri kapalı.Gözlerini kapatınca Çinlilere benziyor.Öylesine tatlı ki.Tek kulağı gelen sesleri tarar gibi hareketliyken,diğer kulağını yatırmış.Ön patileri vücudunun altında.İlgisiz gibi görünüyor ama bana odaklı.En ufak bir hareketimde gözlerini açıp o sevimli bakışlarını üzerime dikeceğini biliyorum.Sarının her tonunu taşıyor.Tarçın, diye sesleniyorum kafasını çeviriyor,gözleri halen kapalı kendince efendim der gibi..

Şöminenin başında elimde kitapla öylece oturuyorum.Karşımda Tarçın Hanımefendi.Ben onun evinde misafirim.Çok ilgili bir ev sahibesi olmasa da beni kendimle bırakmasını seviyorum.Yanıma gelip çok önemli bir konuşmaya hazırlanır gibi etrafında dönmesi uygun bulduğu yerde kıvrılması sonra o bilge ifadesiyle bakması yok mu.Aklımdan geçenleri bilir gibi..
Yolun kıyısında yaralarından dolayı zar zor yüreyen kucaklayıp sana kim yaptı bunu dediğimde cevap veremeyen köpeği,zehirli etlerden,arabalardan,tekmelerden kaçan onca hayvanı,ellerindeki sopalarla kumruların yuvalarını dağıtan,görüntüyü kapatıyor diye filiz veren ağaçların üzerine çimento dökenleri biliyor gibi..

Tarçın,Çoktandır hoşgörü ve sevgi olmayan bir dünyadayız,diyorum.Bakışlarını benden kaçırıp,önüne bakıyor,ikimizde susuyoruz ve biliyoruz ki böylesi bir dünya hiç de yaşanılası bir yer değil.Kendini güvensiz hissettiğinden midir kucağıma atlıyor, kollarımın arasına uzanıyor.O an birbirimize sığındığımızı anlıyorum.
Kucağımda Tarçın,fincanımda çay,odun ateşiyle,ne kitapsız ne de kedisiz..
Okumaya ve yaşamaya devam ediyorum..


Olimpos Taş Ev
Ekim 2007

Hiç yorum yok: