Sabaha karşı oldukça garip bir rüya gördüm.Yatak odamdayım,uyanmışım gözlerimi açar açmaz odanın kapısının yanında devasa boyutta bir timsahın ağzı açık olduğu halde bana baktığını görüyorum.
Rüyamda,bunun bir rüya olup olmadığını düşünüyorum o sırada.Ardından alelacele yataktan kalkıyorum ve elimde nereden peydah olduğunu anlamadığım incecik bir dal parçası ile sözde kendimi koruyarak ve yengeç gibi yan yan yürüyerek odadan çıkmaya çalışıyorum.O sırada oldukça hareketsiz olan timsahın uykuda olduğunu anlıyorum.Sessiz sedasız odadan çıkayım şu hayvan uyanmadan derken benim saatin zili öyle bir çalmaya başlıyor ki ben öylece kala kalıyorum elbette timsah o anda uyanıyor.
Tam o sırada yaradana sığınıp "Üçler,yediler,kırklar,evliyalar ve nebiler!Ya Hızır!Ya İlyas!Yetiş!Medet,aman! diye kaçmaya çalışırken gerçek hayatta çalan saatimin sesiyle kan ter içerisinde uyanıyorum.
Acaba Dicle'nin bana yolladığı ve okumaya doyamadığım"Efrasiyab'ın Hikayeleri " kitabının etkisiyle mi böyle bir rüya gördüm ,(Üçler,yediler,kırklar....şeklinde giden cümle yatmadan önce okuduğum son cümleydi çünkü ) yoksa kendime çok şeyi dert ettiğim için mi bilemiyorum.Bildiğim tek şey görünen her rüyanın iyiye yorulması gerekliliği.
Sabahtan beri durup durup aklıma geliyor.Hani kimi rüya suya anlatılırmış.Bende buraya yazıp rahatlamak istedim.
Kalın sağlıcakla
5 yorum:
Hayrolsun, hayrolsun, iyi yorun iyi olsun. Mesela şöyle diyelim: sizi kuvvetli biri var gücüyle destekliyor:))
Evet evet :) Bu şekilde düşünmek daha güzel :)
Hayirlisi olsun canim
canım, cogu zaman hayata karşı pollyana olmaya calıstıgımız gibi rüyalara karşı da öyle olmamız gerek... :)
iyi şeyler düşünüp iyi şeylere yor, iyi şeyler olsun...
fazla yogunluk da böyle rüyalara sebebiyet verir, unutma...
öpüldün ;)
Pınar'cım,insanın psikolog arkadaşı olması ne güzel..Teşekkür ederim yorumun için..
Vintage duygular,öpüyorum sizi yanaklarınızdan :)
Yorum Gönder