30 Eylül 2010 Perşembe
Thursday Afternoon
28 Eylül 2010 Salı
Octoberfest Antalya
Antalya'da bu yıl ikincisi düzenlenen Octoberfest,Almanların hasat bayramı olarak biliniyor.
Rengarenk bu kıyafetlere bayıldım.
En çok da festivalde onca sucuk ekmek,sosis ve patates kızartması verilirken çiğ köfte yiyen bu grubu sevdim :)
Bu kadar görüntünün ardından şimdi şöyle buz gibi bir bira fena da gitmez değil mi?
O zaman ne duruyoruz,
Prost ! Şerefinize !
YERÇEKİMLİ KARANFİL
EDİP CANSEVER/YERÇEKİMLİ KARANFİL
Pazar günü sevgili Leylak Dalı'nın izinden yola çıkarak Falez parkına gittim.Yanımda Edip Cansever'in şiir kitabıyla.Eylül ayının en romantik günleri yaşanırken kayıtsız kalmak mümkün değildi.
27 Eylül 2010 Pazartesi
Ayağımın tozuyla...
21 Eylül 2010 Salı
Sergimizden enstantaneler
Bu hareli güzel hanımın adı Demet.Sergi günü tüm ciksliği ile misafirleri karşılaması onun bir melek olduğunun ispatı oldu.
Antalya Hayvanları koruma derneği başkanı Sevda hanım.Sokak hayvanları için yılmadan verdiği savaş onu daha da güçlü ve güzel yapmış.
O olmasaydı bu proje hiç olmazdı.Harika yeteneği ve inanılmaz güzel kalbiyle ressamımız Berna.
Ve naçizane bendeniz.Arkadaşım Eda'nın objektifinden :)
Sevda hanımın yaptığı açılış ve sergimizin güzel hostesi Seda.
Ve birbirinden güzel tablolar gelenleri karşıladı.
Benim favorim bu üç küçük köpek.
Berna hanıma özgü çalışmalardan biri.İpek tuval üzerine gelincik ve papatya.
Şu resimdeki detayların güzelliğine bakar mısınız.
Kaftanlar serisi.
16 Eylül 2010 Perşembe
Müzayede ve sergimizin duyurusu
Ayrıca müzayedeye gelen katılımcılara verilmek üzere içinde kedi ve köpek mamaları bulunan minik paketler hazırlandı.Yine düşündük ki herkes en yakınında bulunan küçük bir kediyi ve sadece başının okşanmasını bekleyen bir köpeği beslesin.Bu duyguyu tatmayan insan ne kadar insandır değil mi ?Kaola Pet Shop'a bu güzel desteğinden ötürü teşekkür ediyorum. Bu sırada mükemmel Türkçe'si,ekrana müthiş yakışan yüzü ve inanılmaz güzel enerjisi ile müzayedeyi yönetmeye gönüllü olan ve kaybettiği köpeğinin acısını bu projede yer alarak atlatmaya çalışan bir çok programın yapımcısı ve sunucusu olan arkadaşım Filiz Aray'a da burdan sevgilerimi yollamak istiyorum
Müzayedemiz için bize kapılarını açan yer ise SS Beauty World oldu.Akdenize nazır müthiş manzaralı teras katını bizim kokteylimiz ve müzayedemiz için ayıran Sibel hanım bize bir çok beş yıldızlı otelin yapmadığı bir şeyi yaptı,kapılarını açarak tüm imkanlarını seferber etti.
Kısaca müzayede gününe kadar son hazırlıklar nedeniyle yoğunuz.Umarım güzel bir gelir elde eder ve gönlümüzdeki projemizi bir an önce hayata geçirebiliriz.Sergi ve müzayedemize Antalya'lı dostlarımızı ve bloggerlarımızı bekliyoruz.
15 Eylül 2010 Çarşamba
Hayırlara vesile olsun
12 Eylül 2010 Pazar
Akdeniz yaraşıyor sana..
Deniz parlement mavisi..
Dilimde Can Yücel'in dizeleri..
.........
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını.
Gözlerim kamaşınca senden,
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır,
Durdukça yosundan yeşil,
Kulaç attıkça mavi. Ve yol arkadaşlarım..
Oltasını denize atmaya hazırlayan yardımcı kaptan Gülgün Teyze.
İhtiyar balıkçı ve deniz edasında,kılıç balığının yolunu gözleyen Ali amca,
Akdeniz'de palamut bırakmayan Salih Kaptan..
Ve Vira Bismillah deyip oltamı attığımda kısmetim olan balık.
Açık denizde yüzen karette karettalar vardı.Hele bir tanesi yüzme molası sırasında başını kaldırıp bana bakarak yanımdan geçti.Denizde olduğum için fotoğraflıyamadım.Yaklaşık dört saatlik turun ardından öğleye doğru limana döndük.Yolculuğumuzu gerçekleştiren bu bir buçuk tonluk minik teknenin adı
Fangri'ydi.Adı,Ege denizinde bulunan bir cins büyük balıktan geliyormuş.Akşam üstü Finike'nin dar sokaklarında yürüyüşe çıktım.Bu akarsu Finike'nin beldelerinden geçerek portakal ve mandalina bahçelerinin sulanmasında kullanılıyor.Ve denize dökülüyor. Portakalın anavatanı Finike'de her yerde portakal simgeleri görmek mümkün.Bu kavuncunun reklam çalışması çok hoşuma gitti.Kavunların tatlı olduğuna çabucak ikna oluyorsunuz.
Kimi Rum evleri restore edilerek korunmuş.
Ancak bir çok tarihi yapı restore edilemediği için harap durumda.
Bu han benim favorim!Ah bir de atıl durumda olmasa.
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Üç gün böylece geçti.
Bir tek eksik şiirin son dizeleri kaldı..
...........
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri büklümlü,
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan Tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe
Kadınım,yaraşıyorsun sen Akdenize ..
Hepimize rastgele !